
Yapay zeka, Tesla’nın kurucusu Elon Musk ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg arasında çıkan tartışmayla birlikte son dönemlerde hem dünyada hem ülkemizde gündemde daha sık yer almaya başladı. Bazı görüşler yapay zekanın insan gücünü azaltacağını, bu nedenle işsizliğe yol açacağını savunurken, yapay zekanın büyük fırsatlar ve yeni iş imkanları sağlayacağını savunan görüşler de var.
Peki tüm dünyayı ikiye bölen yapay zeka teknolojisi nedir, gelin birlikte bakalım:
Yapay zeka veya dünya genelinde yaygın olarak kullanılan AI, makinelerin deneyimle öğrenebileceği ve insan katılımı olmadan da beceriler kazanabileceği makine öğrenimini kapsamaktadır. Yani, verilen görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgilere göre kendilerini iyileştirebilen makineler ve sistemlerden oluşur.

Daha anlaşılır olması için bir örnek ile devam edelim: Yapay zekaya X sorusnu sorduğunuzda daha önceden tanımlanan X sorusu cevapları arasından en rasyonel olanını seçip size sunar. Bu işlem her X sorusu geldiğinde yapay zeka tarafından tekrar edilir. Yapay zeka sorunun cevaplarını süzerek en rasyonelini verir. Yapay zeka günümüzde X sorusu örneğinden daha fazlasını yapmaktadır.
Yapay zeka teknolojisini tek başlık altında ele almak doğru olmaz. Makine öğrenimi (Machine learning), Derin öğrenme (Deep learning) gibi kavramlar, AI teknolojisini veya yapay zekayı oluşturan kapsayıcı terimlerdir. Makine öğrenimi ve derin öğrenim nedir, bu iki terimin birbirinden farkı nedir sorularının cevaplarına bakalım:
Makine Öğrenimi (Machine Learning) Nedir?

Yapay zeka öğrenimi tek başlıkta incelenecek kadar yüzeysel ve tek katmanlı bir teknoloji değil. Makine Öğrenimi ve Derin Öğrenme şeklinde kronolojik olarak sıralayacak olursak, yapay zekanın bir kolu olan Makine Öğrenimi, aynı zamanda Derin Öğrenmeyi kapsayan bir başka yapay zeka alt bilim dalı. Peki, nedir bu Makine öğrenimi? Ne işe yarar?
Makine öğrenmesi, makinenin kendisine sağlanan matematiksel ve istatistiksel yöntemler kullanarak mevcut verilerden çıkarımlar yapan, bu çıkarımlarla bilinmeyene dair tahminlerde bulunan yöntemlerin toplamıdır. Makine öğrenmesine güncel hayatımızda pek çok alanda sıkça rastlıyoruz. akıllı telefonlar ve güvenlik sistemleri gibi alanlarda kullanılan yüz tanıma teknolojisi makine öğrenmesine iyi bir örnektir.

Farklı bir örnek verecek olursak; Bir markette müşterilerin alışveriş fişi verileri üzerinden çıkarımlar yapan bir algoritma yazılıyor. Bu algoritma; mısır gevreği alan müşterilerin aynı zamanda süt aldıkları sonucuna ulaşıyor. Bu veriler doğrultusunda marketteki süt ve mısır gevreği ürünleri raflara yan yana dizildiğinde mısır gevreği satışlarında artış gözleniyor.
Derin Öğrenme (Deep Learning) Nedir?
Derin öğrenme ise makine öğreniminden farklı olarak, insan beyninden ilham alan yapay sinir ağlarının ve algoritmaların veriden öğrendiği bir makine öğreniminin alt kümesidir. İnsanların tecrübelerinden öğrendikleriyle problem çözümleri elde etmesine benzer olarak, derin öğrenme algoritması, sonucu iyileştirmek adına her işlemde biraz değişiklik yaparak daha iyi bir iş çıkarmaktadır.

Derin öğrenme (Deep Learning) bu sayede, düşünce gerektiren herhangi bir problem hakkındaki çözümü gerçekleştirebilir. Her geçen gün üretilen milyonarca veri miktarının olması. Derin öğrenme algoritmaları, öğrenmek için çok fazla veri gerektirdiğinden, her geçen gün yaklaşık olarak 2,6 milyon bayt veri oluşturulmaktadır. Bu artış, derin öğrenme yeteneklerinin son yıllarda artmasını sağlamıştır.
Derin öğrenme, insan beyni gibi çalışarak makinelerin karmaşık, çok çeşitli olarak yapılandırılmamış ve birbirine bağlı bir veri kümesi kullanırken bile karmaşık sorunları çözmesini sağlamaktadır. Derin öğrenme algoritmaları ne kadar çok öğrenirse, o kadar iyi performans göstermektedir. Bu durumu, tecrübelerimiz sonucunda elde ettiğimiz çözümlerin hayatımızdaki olumlu etkisine benzetebiliriz.
Derin Öğrenme Örnekleri

Artık makineler, insana ihtiyaç duymadan karmaşık problemleri çözmeyi öğrenebildiğine göre, hangi alanlarda karşımıza çıkıyor? Derin öğrenme, beynimizdeki nöronlar gibi çalışan bir sistemdir. Derin öğrenmenin bugün desteklediği örneklerden birkaçını aşağıda listeledik. Algoritmalar veri akışının devamıyla birlikte öğrenmeyi sürdürdükçe, derin öğrenmenin günlük hayatımızdaki yerinin büyümeye devam etmesi bekleniyor.
Sanal Asistan Teknolojisi
Günümüzde yaygın olarak kullanılan Siri, Alexa veya Cortana sanal asistanlar, insanlar onlara etkileşime girdiğinde kullandıkları dili anlamak ve çözümler sunabilmek için derin öğrenme kullanıyor. Elde ettikleri verileri kullanarak kullanılan dili ve ardından iletilen komutu analiz edebiliyor. Bununla birlikte Google’nın ürünlerinden olan Google Translate; 100 dilden fazla dilde çeviri yapan bir hizmet sunarken bu hizmetin arkasında derin öğrenme yatıyor.
Sürücüsüz Araçlar

Ünlü girişimci Elon Musk’ın Tesla Motors ile araçlarında sunduğu otonom sürüş teknolojisi de derin öğrenme kullanıyor. Sürücüsüz bir aracın yolun özelliklerini analiz etmesi, yoldaki trafik işaretlerini tanıması veya başka bir araç olup olmadığına nasıl cevap vereceği, derin öğrenme algoritmaları yoluyla gerçekleşir. Algoritmalar ne kadar çok veriye sahip olursa, insan davranışlarına o kadar yakın sonuçlar verebilir.
Sohbet Robotları ve Servis Botları
E ticaret ve online satışın artmasıyla birlikte, birçok şirket satış sonrası hizmet verebilmek için sohbet robotları veya servis robotları gibi uygulamalardan yararlanmaya başladı. Müşteri hizmeti sağlayan sohbet robotları ve servis botları, derin öğrenme sayesinde gelen işitsel ve yazılı sorulara akıllıca ve yardımcı bir şekilde cevap verebilerek satış sonrası hizmeti kolaylaştırıyor.

Görüntü Renklendirme
Fotoğraflar anıları taze tutmak ve sevdiklerimizle geçen güzel zamanları ölümsüz kılmak için eşsiz bir çözüm. Ayrıca fotoğrafların tarihi yazılı metinlerden daha gerçekçi olarak yansıtması nedeniyle vazgeçilmez medya ürünü olduğunu belirtmek gerek. Teknolojinin henüz renkli fotoğraflar elde etmemizi sağlayamadığı ilk yıllarda fotoğraflar ve video kaydı görüntüleri siyah beyaz oluşturuluyordu.
Bununla birlikte siyah beyaz görüntüleri renkli hale getirmek de insan eliyle gerçekleşen bir işlemdi. Ancak bugün yapay zeka teknolojisi fotoğraf endüstrisinin de yardımına koştu. Derin öğrenme sayesinde algoritmalar yardımıyla, resimlerdeki siyah beyaz görüntüyü renkli olarak yeniden oluşturmak mümkün. Sonuçlar ise oldukça gerçekçi ve göz kamaştırıcı.
Yüz tanıma

Derin öğrenme yüz tanıma özelliği, yalnızca güvenlik amaçlı olarak değil, aynı zamanda Facebook gönderilerindeki insanları etiketlemek için de kullanılıyor. Ayrıca henüz yaygınlaşmasa da bazı teknoloji firmaları yüz tanıma özelliği ile alışveriş esnasında herhangi bir ödeme yöntemi kullanmadan ödemeyi gerçekleştirmeyi sağlayan uygulamalar üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Yüz tanıma konusunda derin öğrenme algoritmalarının karşılaştığı zorluklar değişken olabiliyor. Yüz tanıma sistemi kullanan kişilerin saç stilleri değiştiğinde, sakal bıraktıklarında veya tıraş olduklarında ya da yüz tanıtımı esnasında ortamdaki aydınlatmanın kötü olması gibi durumlarda yüz tanıma işlemi zorlaşıyor. Ancak bu gibi durumlarda bile derin öğrenme yüz tanımlamasını gerçekleştirebiliyor.
Kişiselleştirilmiş Eğlence ve Alışveriş

Netflix hangi içerikleri daha çok sevdiğinizi ve daha sonra izlemeniz gerekenleri nasıl bulabiliyor? Veya bir online alışveriş sitesinden gerçekleştireceğiniz bir sonraki alışverişinizde satın almanız gerekenler hakkında nasıl fikir edinebiliyor ve bu öneriler sizin ihtiyacınız olan şeyler olabiliyor? Bu soruların cevabını artık biliyorsunuz; derin öğrenme algoritmaları. Teknoloji gelişmeye devam ederken, derin öğrenme algoritmalarıyla ilgili ilginç gelişmelerle karşılaşmaya devam edeceğiz.
https://www.youtube.com/watch?v=JSgaJWL2Ehk
Yapay Zekanın Geleceği
Yapay zekanın geleceği ile ilgili birçok teori ortaya atıldı. Bu teoriler, daha çok filmlere konu olan, Günümüz dev şirketlerinin kurucularının da dahil olduğu tartışmalara kadar uzanmaktadır. Elon Musk ve Mark Zuckerberg arasında geçen tartışmadan bahsetmiştik. Yapay zekanın insanlığa faydalı bir teknoloji mi yoksa, kontrol altına alınmazsa insanlığın sonunu getirebilecek büyük bir tehdit mi olduğu konusundaki tartışmalar sürüyor.

Tesla ve Space X’in kurucusu Elon Musk; yapay zeka gelişmeleri hakkında endişe duyduğunu belirtmişti. Yapay zeka hakkında olumsuz görüşleri bulunan Musk, yapay zekanın insanlığın sonunu getirebilecek bir tehdit olduğunu savunurken, kendisi de bu teknolojiye ürünlerinde yer veriyor. Otonom sürüş deneyimi yaşatan Tesla araçları buna örnek olarak gösterilebilir.
Facebook kurucusu Mark Zuckerberg ise Elon Musk’tan farklı olarak; “Bu konuyla ilgili görüşlerim gayet net. İyimserim. Kıyamet senaryosu uyduranları anlamıyorum. Gerçekten olumsuz ve bazı yönlerden de sorumsuz buluyorum.” diyerek savunulan tüm olumsuz görüşlerin aksine yapay zeka geleceğine olumlu baktığını ifade etmişti. Yapay zekayla ilgili olumsuz görüşleri bulunan yöneticileri eleştiren Mark Zuckerberg Elon Musk gibi girişimcilerin iyimser olması gerektiğini vurgulamıştı.