Olağan Dışı Kaynak Kullanım Durumları
Bulut sunucular ile dedicated sunucuları karşılaştırdığımız yazımızdan sonra karşılaştırmayı biraz daha özel alanlara indirgeyerek devam niteliğinde bir yazıyı sizlerle buluşturmak istedik. Bu yazımızda bulut vs dedicated karşılaştırmasına, kaynakların olağan dışı kullanılması durumlarında ortaya çıkan maliyet değişimleri açısından bakacağız.
Öncelikle bulut sunucuların çalışma prensibinden kısaca bahsederek başlayalım.
Bulut sunucular varlık nedenlerini “ironik bir şekilde” karşılaştırmamıza konu olan dedicated sunuculara borçludurlar. Dedicated sunucular direkt olarak üzerlerine kurulan işletim sistemleri ile servise hazır duruma gelirler.
Cloud sunucularda ise dedicated sunuculara (yani host sunuculara) kurulan Linux, Windows gibi geleneksel işletim sistemlerinin yerine sanallaştırma yazılımları kurulması gerekir. Sunucular bu sanallaştırma yazılımları üzerinde çalışarak hayatlarına devam ederken, ihtiyaçları olan RAM ve CPU kaynağını üzerinde çalıştıkları hostlardan, disk kaynaklarını ise bulundukları hostların diskleri yerine ortak bir storage üzerinden karşılarlar.
Bulut sunucular için kullanılacak dedicated sunucuların seçiminde temel bir işlemci / ram oranından bahsedilebilir. Buradaki oran, dedicated sunucuların üzerinde çalışacak sanal sunucuların ihtiyaç durumunda yeterli olacak kadar ram ve CPU’yu barındırması şeklindedir. Tasarım yapılırken mümkün olduğu kadar kaynakların boşta kalmaması planlanır.
Örnekler ile açıklamak gerekirse, 4 çekirdekli, tek işlemci içeren bir host için 512 GB ram kullanmak çok doğru değildir. Ya da 12’şer çekirdekli, çift işlemci içeren bir host için 64 GB ram planlamak da benzer şekilde hatalı bir tasarım olarak karşımıza çıkar.
Peki, orantısız kaynak kullanımı maliyeti neden değiştirmektedir? Bu noktada cevap aslında çok basit; boşta kalan kaynaklardan dolayı ekonomik zararlar meydana gelmektedir.
Bu sebeple yoğun CPU işlemi gerektiren video transcoding ya da hafıza üzerinde çalışan in-memory veri tabanları gibi alışılan CPU/RAM oranı dışında kalan sanal sunucuların, dedicated şekilde konumlandırılması daha doğru bir tercihtir.
VMware gibi sanallaştırma yazılımları, servis verdikleri sanal sunucuların ram ve CPU ihtiyaçlarına göre uygun hostları seçerek min. kaynağın boşta kalmasını sağlayabilmektedir. Ancak uç noktalarda kaynak ihtiyacı olan sanal sunucular için ister istemez bir hostun tamamını tek bir sunucuya ayırmak zorunda kalmaktadırlar.
Olağan dışı kaynak kullanımlarına diskler özelinde baktığımızda ise daha farklı bir durumla karşılaşmaktayız. Disklerde kullanılmayan kaynaklardan farklı olarak çok kullanılan kaynaklar söz konusudur.
Yukarıda kısaca bahsettiğimiz bulut tasarımında kullanılan storage ve bu storage ile hostlar arası kurulan network ciddi bir altyapı yatırımı gerektirmektedir. Storage’ların daha güvenli ve kararlı yapılarından dolayı dedicated sunucular üzerindeki diskler ile birebir karşılaştırma yapmak doğru değildir. Ancak storage’ların bu özelliklerinden dolayı yerel disk kullanılan dedicated sunuculara oranla daha maliyetli olması anlaşılabilir bir durumdur.
Diğer yandan storage’lar üzerinde kullanılan farklı hızlardaki diskler ile maliyetler aşağıya çekilebilmektedir. Yüksek maliyetten düşük maliyete doğru ele alırsak;
- Flash Storage -> Enterprise Flash Drive -> SSD -> SAS -> NSAS -> SATA
şeklinde sıralanan depolama çeşitlerinden projeniz için uygun olanını seçerek yüksek kapasiteye daha uygun maliyetler ile sahip olabilirsiniz.
Yukarıdaki özellikleri göz önüne aldığımızda, bu tür olağan dışı CPU/RAM ya da geniş disk ihtiyaçları için cloud sunucuların daha maliyetli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu aşamada unutulmaması gereken nokta ise, bulut sunucuların sağladığı tüm avantajların kabul edilebilir maliyetlerle servis edilebilmesinin temel nedeni olan “paylaşım ekonomisidir”. Dolayısıyla servis verilen tüm paydaşların aşağı yukarı benzer karakterde olmasının beklenmesi anlaşılabilir bir durumdur.
Diğer yandan bu tür sunucuların bulunduğu projelerde, bulut sunucu ve dedicated server bir arada kullanıldığı hibrit yapılar ve kaynakların hiç kimse ile paylaşılmadığı private cloud çözümleri birer alternatif olarak yer almaktadır.